30 Kasım 2010

Elano Blumer Santos'ta



Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı oyuncumuz Elano Blumer'in avro 2.900.000 bedelle SANTOS FC'ye transfer olması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Oyuncu 31 Aralık 2012'ye kadar başka bir takıma daha yüksek bir bedelle transfer olduğu taktirde elde edilen karın %50'si de şirketimize ödenecektir.
Oyuncu aşağıda belirtilen alacaklarından vazgeçmistir:
2010-2011 sezonuyla ilgili olarak tahakkuk etmiş:   1.558.364 Euro
                                                                             12.000 ABD Doları

2010-11 sezonu sonuna kadar tahakkuk edecek:     1.200.000 Euro
İleriki sezonlarda tahakkuk edecek toplam:               6.200.000 Euro
Menajer alacağı:                                                             200.000 Euro
olmak üzere şirketimizin toplam taahhüdü 9.158.364 Euro ve  12.000 ABD Doları kadar azalmıştır.
Elano Blumer’e bugüne kadar Galatasaray’a vermiş olduğu hizmetlerinden dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki futbol yaşamında başarılar dileriz.
Galatasaray Sportif AŞ.


Geldiği günden beri bir türlü istenileni veremedi. Başlarda çabalıyordu fakat gün geldi ondanda vazgeçti. Gün geçtikçe formanın hakkını verememeye başladı ki bu ilk yaşadığı uyum sorunundan daha tehlikeli bir süreç oldu. Zaten gitmeyi kafasına çoktan koymuştu. Son 2 haftadır bomboş kaçırdığı pozisyonlar Elano'nun ruhunun çoktan aramızdan ayrıldığını, sadece bedeninin mecburen buralarda vakit dolduruğunu tesciller nitelikteydi. Bu konuda şüphesi olanlar Beşiktaş maçında sahadan çıkarken ve yedek kulübesindeki Elano'yu tekrar tekrar seyretsinler. Bu işin Galatasaray için fazlasıyla hayırlı olduğuna inanıyorum. Aslında Güney Amerika futbolcularının Türkiye maceraları oturup başlı başına tartışılacak bir konu. O ilk elektrik tutarsa tutuyor yoksa bir daha toparlanamıyor bu adamlar. Eminim ki ülkesinde fazlasıyla başarılı olacaktır.

Barcelona : 5 Real Madrid : 0 | Pardon Siz Gerçek Misiniz?



Bir tarafta Messi ve saz arkadaşları, diğer tarafta onları seyretmeye gelen Madridliler.. Sanırım dün gecenin özeti tam olarak buydu. Nedense çok büyük umutlarla izlemeye oturduğum El Classico'larda hep hayal kırıklığına uğratan, futbol adına zevksiz, az pozisyonlu maçlar seyretmek zorunda kalmıştım. Bu sefer nedense hiç bir beklentim olmadan geçtim ekran karşısına. Ama Barcelona başlama düdüğüyle beraber öyle bir top oynamaya başladı ki seyretmelere doyamadık. Keşke imkan olsaydı da bir yarım saat daha fazladan oynasalardı. Uzun süre böyle bir maç daha izlemeyiz gibi geliyor bana, ne yapıp edip arşive katmalı bu maçı. Sonuçta defalarca seyredilip keyif alınabilecek güzellikte bir maçtı.



Aslında dün geceyle ilgili teknik taktik açıdan fazla söylenecek bir şey yok. Barcelona'nın oynadığı oyunu bu dünya üzerinde oynayacak bir 20-25 kişi daha olduğuna inanmıyorum. Topu kontrol et, pas ver, boşa kaç.. Bu kadar hızlı bir şekilde aksamadan ve duraksamadan bu işi nasıl yapıyorlar anlamak mümkün değil. Real Madrid'in bu hezimetteki en büyük handikapı ise Barcelona'nın maçı kazanmaya daha çok inanmış olması ve bunu istemesiydi. Zaten sahada yer alan 11 Madridli oyuncunun yedek kulubüsinde oturanlardan farkı yoktu. Onlarda aynı kulübedekiler gibi sahada olanı biteni seyrettiler.


Yalnız son dakikalarda Ramos'un oyundan atıldığı pozisyona değinmeden geçemeyeceğim. O nasıl bir vicdansızlıktır ki 3 kişi ölümüne Messi'yi biçmeye niyetleniyor. Büyük ihtimalle Real Madridliler dünyanın büyük çoğunluğunun ahını aldılar o pozisyonda daha da iflah olmazlar gibi geliyor bana.



Sonuç olarak ilk dakikasından son dakikasına kadar her şeyiyle adına yakışır bir maç oldu. Barcelona Nou Camp'ta elde ettiği 5-0'lık galibiyet ve oynadığı oyun ile bu sene yapacakları çok işler olduğunun sinyallerini iyiden iyiye verdi.

26 Kasım 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı



27 Kasım Cumartesi
14:00 Mersin İY-Giresunspor / TRT 1
14:30 Konyaspor-Kasımpaşa / Digi Kanal
14:45 Aston Villa-Arsenal / PL TV
16:00 Gaziantepspor-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Bayern Munih-E.Frankfurt / TRT 3 & TRT HD
17:00 Stoke-Man City & Man United-Blackburn / Spormax & PL TV
17:00 Gençlerbirliği-Sivasspor / Digi Kanal
19:00 Zaragoza-Villareal / NTV Spor
19:00 Sampdoria-Milan / Spormax & TV8
19:00 İBB-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 B.Dortmund-B.M'Gladbach / TRT 3 & TRT HD & Idman TV
19:30 AEK-Olympiakos / Nova Sports
21:45 Juventus-Fiorentina / Spormax & TV8
22:00 Bordeaux-Lille / Kanal A

28 Kasım Pazar
13:30 Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup 14. Hafta Maçları
13:30 Inter-Parma / TV8 & Spormax
13:30 Karabükspor-Ankaragücü / Digi Kanal
14:00 Diyarbakırspor-K.Erciyesspor / TRT 1 & TRT 6
15:30 Newcastle-Chelsea / Spormax & PL TV
16:00 Lazio-Catania / TV8
16:30 W.Bremen-St Pauli / TRT 3 & TRT HD
17:00 Bucaspor-Antalyaspor / Digi Kanal
18:00 Tottenham-Liverpool / Spormax & PL TV
18:00 Auxerre-Toulouse / Kanal A
18!30 Koln-Wolfsburg / TRT 3 & TRT HD
19:00 Galatasaray-Beşiktaş / Lig TV
19:30 Samsunspor-Orduspor / TRT 1
21:45 Palermo-Roma / Spormax
22:00 Lyon-PSG / Kanal A
22:00 Valencia-Almeria / NTV Spor

29 Kasım Pazartesi
20:00 Bursaspor-Kayserispor / Lig TV
22:00 Barcelona-Real Madrid / NTV Spor

*

Tatlı Su Taraftarlığı



Tatlı su taraftarlığı; başarıya göre endeksli, arma forma sevgisiyle zerre ilgisi olmayan, kırmızı başarılıyken "En büyük kırmızı" diye ortalarda dolaşırken 2 mağlubiyet sonrası "Siyahtan başkası yalan" derken görebileceğiniz taraftar topluluğu. Bu taraftar topluluğu bağlı bulunduğu son takım ismine göre adlandırılır. Örnek vermek gerekirse tatlı su Galatasaraylıları, tatlı su Beşiktaşlıları vb... Ders kitabı modundan çıkıp konumuzun esas kısmına gelirsek eğer, bu güne kadar bu tatlı su taraftarlarından çoğunlukla Anadolu takımları şikayetçiydi. Yaşadığı şehrin, ekmeğini yediği toprakların takımını tutmayan futbolseverlere hiç iyi gözle bakmıyordu Anadolu kulüplerinin taraftarları. Bir de iki takımcılar vardı Anadolu'da hem yaşadığı şehrin, hem de üç büyük İstanbul kulübünden birini destekleyen. Bunlar ki doğup büyüdüğü şehrin takımına sevdalı futbolseverlere hangi takımlısın diye sorupta o şehrin takımının cevabını aldıklarında onu bırak üç büyük İstanbul takımından hangisini destekliyorsun sorusuyla karşılaşıyorlardı ki bu muhtemelen en tahammül edemedikleri durumlardan biriydi. Fakat son bir kaç yıldır Anadolu kulüplerinin elde ettikleri başarılar işin rengini değiştirdi. Sivasspor, Bursaspor, Kayserispor derken Anadolu takımlarının ligin üst sıralarında kendilerine yer bulmaya başlamasıyla birlikte İstanbul'dan Anadolu'ya doğru bir tatlı su taraftarları akışı başladı. Üç büyük İstanbul takımının bulundukları kötü konum ve ortaya koydukları futbolda bu akışı hızlandırdı. Etraf Sivassporlu, Bursasporlu, Kayserisporlu doldu taştı. Bu camialara cidden gönül vermiş insanlara tek lafım yok ama daha düne kadar o takımdan iki futbolcu ismi söyle dendiğinde cevap vermeyecek durumdaki adamların sağda solda 40 yıldır o renklere sevdalıymışçasına ahkam kesmesi kanıma dokunuyor. Ama biliyorum ki ne yaparsak yapalım bu tatlı su taraftarları vazgeçmeyecekler farklı renklerin armaların sevdalısıymış gibi gözüküp konuşmaktan.

Siz Uyuyadurun



İki kelimeyle herkesi ters köşeye yatırıyor Mourinho. Ajaxlıların itirazları ise gerçekten komik olmuş. Arşivde olması açısından koyalım burda da dursun.

25 Kasım 2010

Sercan Yıldırım


Bursaspor daha bu kadar ön plana çıkmamışken duymaya başlamıştık onun adını. Manchester United'ın gözünün üzerinde olduğu haberleriyle duyduk ismini. İmrendik hatta İngilizlerin futbolcu takip sistemlerine, biz burnumuzun dibindeki adamdan haberdar değilken adamlar nerelerden neleri takip ediyor dedik. Daha sonra Bursaspor'un Türkiye'de yakaladığı başarıyla beraber farklı bir boyut oluştu. Bursaspor daha ön planda yer almaya başlayıp daha çok kişi tarafından takip edilmeye başlandı. İşte bu dönem Sercan gerçeğiyle daha çabuk yüzleşmemize neden oldu. Kimi zaman yedek bekleyen kimi zaman verimsiz olduğu için erkenden oyundan alinan Sercan, o Türk spor basınının renkli sayfalarını Ada transferi haberleriyle süsleyen Sercan olamazdı. Ayaklarına bu kadar hakim, bu kadar futbol zekasına sahip olan, golcü sıfatıyla sahada yer alan bir oyuncunun son vuruşlarda ki akıl almaz beceriksizliği herkesi fazlasıyla şaşırtan bir durum oldu. Bursaspor'un Avrupa arenasında yer almasıyla bu eksiklik iyice göze batmaya başladı. Bursaspor'un Avrupa'da 5 maç sonunda yediği 15 gole karşılık attığı 1 gol ile yakaladığı -14 averaj bu işin kısa bir özetidir. Ayrıntı ise Bursa'nın attığı o 1 golün hazırlanışında gizlidir.



Bursaspor'un Şampiyonlar Liginde attığı ilk golde, golü atan Batalla asisti yapan ise Sercan'dı. Sercan bundan birkaç jenerasyon öncesinin topçusu olsa belki hakkında bambaşka şeyler yazıyor olabilirdik. Geçmişte futbolda yer alan çift forvet kavramı, günümüz futbolunda tek forvet ve kalabalik forvet arkası hattı şekline dönüşünce forvet olarak oynayan uç oyuncunun bitiriciliği olmazsa olmaz özelliklerin başında gelmeye başladı. Türkiye'de ileri ikilinin son altın jenerasyonu Hakan Şükür- Arif Erdem ikilisi oldu. Eğer bu Sercan yanında bitirici özelliği iyi olan bir forvetle oynasa ve son vuruş yapan adam değil de daha çok pasör görevi üstlense açık ara asist kralı olur. Fakat daha önce de değindiğimiz gibi Sercan için bu şimdilik mümkün gözükmüyor. Günümüz futbolunda Sercan'ın oynayacağı takımlarda bitirici özelliği yüksek bir oyuncunun varlığı sadece Sercan'ı kulübeye mahkum eder. Bu sebepten Sercan'ın bu eksikliğini gidermekten başka şansı kalmıyor. Yoksa bu haliyle Türkiye'de yitip giden yıldız adayları kategorisinde yerini alacak gibi gözüküyor.

16 Kasım 2010

İyi Bayramlar



Hepinizin Kurban Bayramı'nı en içten dileklerimizle kutlar, sevdiklerinizle beraber nice bayramlar dileriz..

14 Kasım 2010

1995/1996 Arsenal Deplasman Forması

O T-Shirt

 

Dünya Kupası'nda İspanya'nın kupaya uzanmasını sağlayan  golden sonra Iniesta'nın formasının altından çıkardığı o t-shirt artık olması gereken yerde. Espanyol takımının stadyumunda 21 numaralı kapının yanında...Unutanlara hatırlatma ; t-shirtte "Dani Jarque her zaman bizimle" yazıyor



06 Kasım 2010

Gattuso Başkan

Ovunque Roma *



7Kasım pazar günü Lazio-Roma maçı var. Bunun dışında belirtmek istediğim herhangi bir detay yok. Totti oynamıyor, buna 'no totti,no party' şeklinde görüş bildirebilirim ancak.









unutmadan söyleyeyim, maçı uğurlu yerim olan ve İstanbul'da TV'den maç izlenebilecek en güzel yer olan Gülhane NorthShield'de izliyoruz. Bir kaç Türk, bir kaç İtalyan olarak. Herkes Romalı, herkes sevdalı..








* Ovunque Roma = Heryerde Roma - italyanca anlamı: bize her yer roma :)

05 Kasım 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı




6 Kasım Cumartesi
14:00 Ç.Rizespor-Mersin İdman Yurdu / TRT 1
14:30 Karabükspor-Bucaspor / Digi Kanal
14:45 Bolton-Tottenham / Premier League TV
16:00 Antalyaspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 B.M'Gladbach-Bayern Münih / TRT HD
17:00 Manchester United-Wolves / Spormax & Premier League TV
17:00 Sunderland-Stoke / Spormax
17:00 Ankaragücü-Gaziantepspor / Digi Kanal
19:00 Fenerbahçe-Eskişehirspor / Lig TV
19:45 Twente-Excelsior / Beyaz TV
21:45 Inter-Brescia / TV8
22:00 Rennes-Lyon / Kanal A
23:00 Espanyol-Malaga / NTV Spor
23:30 A.Mineiro-Santos / Spormax

7 Kasım Pazar
13:30 Fiorentina-Chievo / TV8
14:00 Giresunspor-Diyarbakırspor / TRT 1
14:30 Sivasspor-İBB / Digi Kanal
15:30 Arsenal-Newcastle / Premier League TV
16:00 Lazio-Roma / TV8
16:30 Hannover 96-Dortmund / TRT HD
17:00 Manisaspor-Konyaspor / Digi Kanal
18:00 Liverpool-Chelsea / Spormax & Premier League TV
19:00 Trabzonspor-Galatasaray / Lig TV
19:30 Denizlispor-Tavşanlı Linyit / TRT 1
20:00 Getafe-Barcelona / NTV Spor
21:00 Sao Paulo-Corinthians / Spormax
22:00 PSG-OM / Kanal A
22:00 Real Madrid-Atletico Madrid / NTV Spor
22:15 Porto-Benfica

8 Kasım Pazartesi
20:00 K.Erciyesspor-Adanaspor / TRT 1
20:00 Beşiktaş-Kasımpaşa / Lig TV
22:30 Valencia-Sevilla / NTV Spor