31 Mart 2010

IV. Murat Elsaleh Fotoğraf Yarışması Oylama


Daha önce bahsettiğimiz IV. Murat Elsaleh Fotoğraf Yarışması'nda yarışmaya hak kazanan fotoğraflar belli oldu ve oylama süreci başladı. Oylama için www.elsaleh.org adresinden aday fotoğrafları görerek istediğiniz fotoğrafa oyunuzu kullanabilirsiniz. Benim oyum yukarıdaki fotoğrafa gitti yakalanması zor, yakalanış açısı ise harika. Tüm adaylara başarılar...

O Yakandaki Ne?



Atkın var tarzın var renk katıyorsun saha kenarına herşey iyi güzel ama Mancini oldu mu şimdi o yakadaki, kim çeldi senin aklını da çıktın ortalara o sarı çiçekle. Yoksa bilmediğimiz bir anlamı mı var onun?

29 Mart 2010

Galatasaray : 57 Fenerbahçe : 55 | Elinize Sağlık Kızlar


Bayan Basketbol Türkiye Kupası Şampiyonu : Galatasaray

12 yıl sonra camiaya bu mutluluğu yaşattığınız için hepinize teşekkürler

Elinize Sağlık!

Daha Ne Kadar Abartabiliriz?

Bu adamlar bu işi artık iyice çığrından çıkardılar. Bunların oynadıkları şeye bir an evvel yeni bir isim bulması lazım tüm dünyanın yoksa diğerlerine sormak zorunda kalacağız bunların oynadıkları futbolsa siz napıyorsunuz diye. Sırtla pas vermek nedir biri lütfen açıklasın...

Galatasaray:0 Fenerbahçe:1 | Kale Boş ve Gol



Sözün bittiği yer demiştik maç için dediğimiz gibi de oldu.Daha sakin bir maç yazısı yazabilmek için bu geceye bıraktım bu yazıyı. Bazen herşeyin yanında birazda şansa ihtiyacınız oluyor futbolda. Maç başlamadan önce Fenerbahçe sahaya çıktığında derbilerde görmeye alışık olmadığımız rakibi alkışlama durumu Özhan Canaydın'ın Türk futboluna kattığı son güzellik oldu sanırım. Bir daha böyle bir şey görür müyüz zor gibi geliyor bana. Maçtan önce eski açıkta ki Özhan Canaydın pankartı ise gerçekten muhteşem bir çalışmaydı. Eski açık yeni adıyla kale arkası kapalı tribün üstünün kapanmasıyla birlikte bu tarz tribün şovları için harika bir tribün haline geldi.





Maç derbiye yakışır şekilde hızlı başladı. Mustafa Sarp'ın ceza sahasının solundan süzülüşü hızlı bir gecenin başlangıcının sinyallerini veriyordu. Her iki takımda hemen hemen beklenen kadrolarla sahadaydı.Galatasaray'ın orta sahasının boşluğu ve defanstan her defasında şişirme top çıkarma durumu 90 dakika boyunca aynı şekilde devam etti. Orta sahanın zayıflığı defanstan şişirilen her topun Fenerbahçeli futbolcularla buluşmasına dolayısıyla da Galatasaray adına çok fazla top kaybına sebebiyet verdi. Bunu ben görebiliyorken, Galatasaray defansında bir tane topa basarak yerden ayağa pasla top çıkarmayı akıl edecek bir kişi olmaz mı diye düşünmeden edemiyor insan. Fenerbahçe'nin pozisyonsuz attığı golden başka cidden tehlikeli geldiği pozisyonunu düşünüyorum, herhangi birşey gelmiyor aklıma. Buna karşılık Galatasaray'ın kaçırdıklarını ortaya dökünce, bu oyunda oynayanın değil atanın puan aldığı gerçeği çıkıyor tekrar karşımıza. Galatasaray sabaha kadar oynasın, Selçuk kendisinin bile attığına inanamadığı bir golle takımına 3 puanı getirdi. Leo Franco 35 metreden 50 km. hızla gelen topu içeri alırken, Volkan 17 metreden 110 km hızla gelen topu çelince bir takımda maç çevirmek adına kalecinin önemini çok güzel özetledi. Leo Franco'da böylece Ovidiu Petre'den beri Galatasaray taraftarı tarafından ıslıklanan ilk adam oldu. Keita'nın son maçlarda yaptığı aşırı gereksiz hareketler ise fazlasıyla can sıkıcı olmaya başladı. Eğer bir yer ederse hafızalarda bu durum belini kırsalar daha faul çalmazlar Keita'ya.




Azıcık zıplayınca bile bel ağrısından iki büklüm olan Arda'nın çok istediği için oyuna alındığı açıklaması, Rijkaard'ın geldiğinden beri yaptığı en talihsiz açıklamaydı. Her çok isteyeni oynatacaksa Rijkaard gerçekten sıkıntılı günlerle karşılacaktır. Arda'nın girmesi için yapılan değişiklik ise oyunun kırılma noktasını oluşturdu. Alex'in gölgesi olan Mehmet Topal'ın çıkması zaten yeterince bitik olan orta sahayı tamamıyla çökertti. Madem bu değişikliği yapmanın niyetine girdi, 90 dakika boyunca oyuna fazla olumlu katkısı bulunmayan Elano'ya tahammül etmek nasıl açıklanabilir. Eğer Mehmet Topal oyunda olsaydı Selçuk o kadar rahat kalmayacaktı çünkü tam olarak Mehmet Topal'ın bulunması gereken yerlerden attı şutunu. Hoş o gol olacaksa takımın yarısı orda olsa top yine yolunu bulur giderdi ama Elano dururken Mehmet Topal'ı almak iki kişi birden eksik hale getirdi takımı. Leo Franco'da hiç zaman kaybetmeden dönüş biletini alırsa, en azından ucuza kapamış olur uçak biletlerini. Bir de maçın sonunda Volkan'ın malum hareketine değinmek lazım. Lincoln Hacettepe maçında top sektirdi diye ortalığı ayağa kaldıran medyamız Volkan'ın bu hareketi hakkında ne kadar ne konuşacak o da ayrı bir merak konusu, bekleyip göreceğiz. Bu maç sonucuyla beraber Galatasaray elindeki fırsatı altın tepsiyle rakibine sundu adeta. Her ne kadar ortada bulunan 21 puan olsa da, daha çok şeylerin değişeceğine inansam da yine de büyük bir kayıp oldu bu sonuç hem puan hem de moral açısından.

28 Mart 2010

Sözün Bittiği Yer


28 Mart 2010 / 19:00

Ali Sami Yen





“Sözün bittiği yerdeyiz. Sahaya çıkıp savaşacağız. Kaybedersek telafisi zor olur”

Frank Rijkaard

Galatasaray Spor Kulübü 35. Başkanı : Adnan Polat



Galatasaray'ın Seçim Genel Kurul Toplantısı dün Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda gerçekleştirildi. İki başkan adayı Adnan Polat ve Adnan Öztürk'ün konuşmalarından sonra başlanan oy kullanma işlemi saat 15.00'te son buldu.

Toplam 5277 üyenin oy kullandığı rekor katılımlı kongrede Adnan Polat, 24 sandığın 19'unda rakibine üstünlük kurararak 2944 oy ile 2237 oy alan Adnan Öztürk'e karşı üstünlük kurdu. Adnan Polat'ın yeni yönetim döneminde yönetim listesinde ki isimler ise şu şekilde yer alacak :

Yiğit Şardan, Cemal Özgörkey, Murat Yalçındağ, Ali Haşhaş, Haldun Üstünel, Işın Çelebi, Mehmet Helvacı, Selim Sayılgan, Emir Sarıgül, Hakan Üstünberk, Vedat Eşkinat, Doğan Yalçınkaya, Yalçın Orhon, Taner Aşkın, İbrahim Çağlar.

27 Mart 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı



27 Mart Cumartesi
14:30 Ç.Rizespor-Kartalspor / D Spor
14:30 Hearts-Rangers / Futbol Smart
16:30 Bayern Münih-Stuttgart /
17:00 Chelsea-Aston Villa / Spormax
19:00 Roma-İnter / NTV Spor
19:00 Beşiktaş-Eskişehirspor / Lig TV
19:30 Leverkusen-Schalke 04 / TRT 3
19:30 Bolton-Man United / Spormax
21:00 Palmeiras-Mirassol / Spormax
21:00 Mallorca-Barcelona /
21:45 Twente-S.Rotterdam / Futbol Smart
22:00 Marseille-Bordeaux / (Fransa Lig Kupası - Final)
22:15 Benfica-Braga / Euro Futbol

28 Mart Pazar
13:00 Burnley-Blackburn / Spormax
14:30 Samsunspor-Altay / D Spor
15:00 Juventus-Atalanta /
15:30 Ajax-Groningen / Futbol Smart
16:30 Hoffenheim-Freiburg / TRT 3
17:00 Liverpool-Sunderland / Spormax
18:00 PSG-Boulogne / Kanal A
18:30 M'Gladbach-Hamburg / TRT 3
19:00 Galatasaray-Fenerbahçe / Lig TV
21:00 Corinthians-Sao Paulo / Spormax
21:45 Milan-Lazio /
22:00 Real Madrid-Atletico Madrid /
22:00 Lille-Montpellier / Kanal A

29 Mart Pazartesi
20:00 Kayserispor-Trabzonspor / Lig TV
20:00 Karşıyaka-Karabükspor / D Spor
21:00 Manchester City-Wigan / Spormax
21:45 Newcastle-N.Forest / Futbol Smart

*

26 Mart 2010

Derbide Kadro Nasıl Olabilir ?

Galatasaray lider Bursaspor'un 5 puan gerisinde ve takipçisi Fenerbahçe'nin 1 puan önünde ligte 2. sırada. Pazar günü her açıdan telafisi çok zor bir maça çıkacak Sarı Kırmızılı takımımız Fenerbahçe karşısında .. Gökhan Zan , Hakan Balta , Harry Kewell , Arda Turan ve Mehmet Topal'ın oynayıp oynamayacağı maç saatinde belli olacak . Şüphesiz bu oyunculardan Arda , Kewell ve Hakan'ın oynayacak duruma gelmesi Rijkaard'ın elini epeyce güçlendirecektir.
 Kadromuza gelince . Kalede Arjantinli eldiven Leo Franco'nun yeri garanti . Leo Franco , Trabzonspor maçında bana göre Galatasaray formasındaki en güven veren mücadelesini oynadı. Defans kurgusunun sağ tarafında özellikle hücüm varyasyonlarındaki Keita ile uyumu sözkonusu olan Sabri Sarıoğlu , Avustralyalı oyuncumuz Lucas Edward Neill yerleri garanti olan oyuncular. Son Trabzonspor maçındaki büyük hatasına rağmen çok iyi bir mücadele ortaya koyan Emre Güngör bana göre mücadeleye ilk onbirde başlar. Sol tarafta ise Trabzonspor maçında kulübede olan Hakan Kadir Balta bu sefer formayı kapar . Caner Erkin'e göre defansif olarak daha iyi oluşu ve Eskişehir ile Trabzon maçlarında Caner'in yaptığı kademe hatalarından ötürü Hakan Balta ile Rijkaard başlar .
  Orta tarafta yeri garanti olan ilk isim Mustafa Sarp , Artık Alex'i mi marke eder , topu mu kapar yoksa ikisini de mi yapar bilinmez ama Mustafa Sarp'tan beklentimiz hepsinin yanında bir de gol atmasıdır(Bknz : Arka direk ve Beşiktaş maçı). Elano Blumer , öbür bankomuz orta sahada. Giydiği 9 numaradan ötürü daha bir duygusal olarak kendisinden beklentilerimiz yüksek ama ne yazık ki hucüm tarafında beklediğimiz verimi alamadık lakin sahada çıkan , mücadele eden iyi ara pası atan Elano Blumer'in artık bu maçta hepsinin yanında duran topları etkin kullanmasını da bekliyoruz . Üçüncü isim ise Barış Özbek , Ayhan Akman ve Giovani Dos Santos arasında gidip geliyor . Eğer Mehmet Topal oynamazsa ilk aday Barış Özbek . Lakin Barış Özbek'in topu oyuna yönlendiremesi ve dar olan oyun zekasından ötürü Galatasaray ataklarına yön vermekte sıkıntı çekiyor ve bu yük tek başına Elano Blumer'in omuzlarında kalıyor ... Giovani Dos Santos ise yabancı kontenjanına takılabilir diye düşünüyorum . Ayhan Akman ise tecrübesiyle bu maça damga vurabilir ama teknik heyetimizin kendisiyle maça başlayacağını düşünmüyorum ... Bu bağlamda buradaki süpriz oyuncu Caner Erkin olabilir mi bekleyip göreceğiz . Yani Mustafa Sarp , Elano Blumer ve Caner Erkin'den oluşan bir orta alan üçlüsünü de görebiliriz

Forvet hattında ise yeri garanti olan isim Abdel Kader Keita . Fildişi Sahilli oyuncumuzun Fenerbahçe'nin sol tarafına Sabri Sarıoğlu ile yapacağı bindirmeler kuşkusuz Galatasaray'ın temel hücüm etkinliklerinden olacaktır. Forvetin solunda ya Joao Alves ya da Giovani Dos Santos'un oynamasını bekliyorum ama bana göre Joao Alves'in forvetin sol tarafında oynaması , fiziksel avantajını kullanıp Fenerbahçe'ye karşı etkin hale gelmemiz önemli bir faktör. Bana göre Abdel Kader Keita gibi oynaması gereken banko oyuncu ise Milan Baros . O malum oyuncunun sakatladığı Kral Milan Baros muhakkak bu maçta hem daha hazır hem de hırsıyla Galatasaray'ın gol yollarındaki büyük güvencesi olacaktır .

Tahminim Galatasaray kadrosu
Leo Franco
Hakan Balta Emre Güngör Lucas Neill Sabri Sarıoğlu
Mustafa Sarp Barış Özbek Elano Blumer
Joao Alves Milan Baros Abdel Kader Keita

Ronaldo'nun Son Hareketi


Corinthians forması altında 9 maçta 2 golü bulunan Ronaldo, son oynadıkları Barueri maçında bir çok gol pozisyonundan yararlanamayınca üstüne üstlük bir de Corinthians maçı kaybedince haliyle taraftarın tepkisiyle karşı karşıya kalmış. Fakat Ronaldo bu protestoyu karşılıksız bırakmamış fotoğrafta görüldüğü üzere. Sonradan bu işin altından kalkamayacağını düşünmüş olacak ki kulübün resmi sitesinde bir açıklama yayınlanmış :

"Böylesine saçma bir hareketi asla yapmamalıydım. Buraya geldiğim günden beri beni çocukları gibi seven Corinthians taraftarından özür diliyorum. O hareketi otoparkta yaptığı hareketlerle beni çok sinirlendiren bir taraftara yapmıştım. Tüm Corinthians taraftarlarından bir kez daha özür diliyorum ve bana yaptıkları tüm iyilikler için onlara bir kez daha teşekkür ediyorum"

Bu açıklamadan sonra aklıma tek bir soru geliyor, Ronaldo'nun isminin baş harfi ne? Bu açıklamayla yaptığı hareketin ismini de siz bulun artık.

24 Mart 2010

Resmi Görünümlü Site




Önce şu Gaziantep maçında ki penaltı, penaltı değil haberinin yayınlanması üzerine niyetine girmiştim yazayım diye, 2007 yılından bir haber başlığı daha karşıma çıkınca bugün dayanamadım. Haberin başlığı " Başkanımız görüşmedi ki". Daha haberin içeriğine girmeden başlıkta bitiyor olay zaten. Resmi sitede bu kadar aykırı bir başlık ister istemez tepki çekiyor. Fenerbahçe'nin resmi sitesinin yönetimi kim de bilgisi olan lütfen aydınlatsın beni. Bu nasıl bir yayıncılık anlayışıdır, haber hazırlamaktır. Pozisyon yorumlamak, her gün basında çıkanı yalanlamak değil ki senin işin; sonuçta taraftarına olanı biteni güvenilir kaynak olarak ilk ağızdan duyurmak için yayın yapıyorsun. İlla ki yalanlayacağın haberler olacaktır basında fakat bu kadar sıklıkta olması ister istemez dikkat çekiyor. Bir de yalanladığın haberlerin içinde doğru olanların olduğu teyit edilince iş iyice çıkmaza giriyor. Pozisyon yorumu konusuna hiç değinmeyeceğim, sanki herhangi bir haber portalı, taraftar sitesi konumuna düşürüyor bu davranışlar Fenerbahçe'nin resmi sitesini. Resmi site adı üzerinde daha resmi ve ulaşılamayan bilgilerin güvenilir bir kaynağı olarak yayın yapmalı. Ama nedense Fenerbahçe'nin resmi sitesi bu konseptten uzak bir anlayışta ilerlemekte ve bu şekilde de devam edecek gibi gözüküyor.

23 Mart 2010

Az Çok Bir Fikriniz Var Mıdır?



Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin bilet fiyatları açıklandı.

Numaralı Grup 1: 350 TL
Numaralı Grup 2: 300 TL
Kapalı Alt Grup 1: 300 TL
Kapalı Alt Grup 2: 250 TL
Kale Arkası Kapalı: 90 TL
Yeni Açık Alt: 70 TL
Yeni Açık Üst: 70 TL

İş artık iyice çığırından çıkmaya başladı. O bana böyle fiyat çekti, şu bana böyle fiyat yaptı derken olan bu güzelliği tribünden seyretmeye niyetlenene olmaya başladı. Maalesef futbol seyretmek bu ülkede orta sınıf eğlenceden çıkıp lüks bir eğlence olmaya doğru hızlı bir giriş yapmıştır. 4 kişilik bir aile herhangi bir stadın numaralı tribününde gayet rahat ve cebini zorlamadan hafta sonları ailecek maç seyredebilme keyfine sahipken bundan 10-15 sene önce, günümüz şartlarında böyle bir işe niyetlenmenin bedeli 1200 TL civarında. Bu ülkede bu paraya 1 ay çalışan insan sayısı nufüsün yüzde kaçını oluşturuyordur az çok bir fikriniz vardır tahminimce.


Aileyi bir kenara koyalım dönelim herhangi bir öğrenciye, takımına fazlasıyla sevdalı, canlı canlı tribünden izlemek istiyor takımını. Bütün zorlukları göze almış içi kıpır kıpır. Ödeyeceği en kötü para 70 TL. Daha yol parasını vermedi, karnını doyurmadı. Yürüyerek stadı gidip aç aç eve tekrar yürüyerek dönebilirse eğer cebinden çıkacak para 70 TL. Bu ülkede haftada eline 70 TL geçen öğrenci sayısı nufüsün yüzde kaçını oluşturuyordur az çok bir fikriniz vardır tahminimce.


Amaç ne peki stadları doldurmak mı, yoksa cebi dolu insanlar vasıtasıyla cepleri doldurmak mı? Bu ülkede orta sınıf bir ailenin, ya da bir öğrencinin canlı canlı bir derbi izlemesinin bedeli bu kadar pahalı mı? Futbol izlemek bu kadar lüks bir eğlence mi bu ülke için!

Burcu Esmersoy!





Titrek bir ses zorla yapılan anons ve alelacele yapılan bir program kapanışı...


Video : Gel Gidersin

22 Mart 2010

Başımız Sağolsun


Özhan Canaydın'ı kaybettik. Başımız sağolsun.. Mekanı Cennet Olsun..

Yağmur Yağıyor Seller Akıyor






@ Yağmur nedeniyle yarıda kalan Boca Juniors-River Plate maçından kareler

Çıkmaz Sokak


Şampiyonlar Ligi çeyrek final kurası çekildikten sonra Thierry Henry'nin dünyası büyük ihtimalle yıkıldı. Emirates Stadı'nda daha sezonun ilk yarısında Arsenal-Blackburn maçında Arsenal taraftarıyla hasret gideren Henry, şampiyonlar ligindeki Barcelona-Arsenal eşlemesiyle birlikte kendisini bekleyen zor günlerin derdine şimdiden düşmüş durumdadır büyük ihtimalle. Zamanında Times dergisine yaptığı açıklamalarda bu korktuğu durumu şu şekilde dile getirmişti:

"Ölene kadar Arsenal taraftarı olacağım. Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'nın Arsenal ile eşleşmesi durumunda neler hissedeceğimi sorarsanız, böyle bir durumun gerçekleşmesini hayal bile etmek istemiyorum. Umarım böyle bir şey gerçekleşmez"

Şu anda gözüktüğü üzere bu düşüncelere sahip bir Henry'nin o maçlarda takımı adına verimli olması mümkün gözükmüyor. Henry'nin Arsenal'e karşı oynamak istemeyeceği aşikar. Fakat Guardiola bu konuda ısrarcı olur mu? Ya da o günkü kadro şartları Henry'nin oynamasını zorunlu kılar mı? Maçın İspanya ayağını bilemem ama İngiltere ayağı Henry için yoğun duygular içerisinde gayet zor geçecek gibi gözüküyor ister kulübede olsun ister sahada.



Hoşgeldin Sir Alex Ferguson


Vatani görevini tamamlayarak sivil hayatına geri dönen Sir Alex Ferguson blog olaylarına bomba gibi bir dönüş yapmak niyetiyle aramıza, yazar kadromuza katıldı. Kendisine hoşgeldin diyoruz..

21 Mart 2010

10 Numara Hareket


Keko Çiçek Elazığ depreminin mağdurlarından birisi. Yüreği Galatasaray sevdasıyla dolu bu ufaklığın hayali Arda Turan'ı görebilmekti. Umursamayabilirdi küçük bir çocuğun isteğini sonuçta imzalı bir forma gönderilerek de geçiştirebilirlerdi. Fakat Arda Turan göğsünde taşıdığı armaya yakışanı yaptı. Yüreği Galatasaray sevdasıyla dolu depremzede bir çocuğun en büyük isteğini gerçekleştirdi, mutlu etti onu. Arda için küçük Keko için büyük bir adım attı kaptan. Elazığ depreminden sonra yaşadıklarını, hayalinin gerçekleşmesiyle unuttu Keko Çiçek, şimdi Galatasaray kafilesiyle birlikte Trabzon'da. Onun yüzünde oluşan gülümsemenin değeri hiç bir değerle ölçülemez yer yüzünde. Helal olsun kaptan taşıdığın armaya yakışanı yaptığın için.

20 Mart 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı


20 Mart Cumartesi
13:30 Göztepe-Çorumspor / Yeni Asır Tv
13:30 Bucaspor-Karabükspor / D Spor
13:30 RKC-Ajax / Futbolsmart
16:30 E.Frankfurt-B.Münih / TRT 3
17:00 Stoke-Tottenham / Spormax
19:00 Fenerbahçe-Gaziantespor / Lig TV
19:20 Bistol City-Newcastle / Eurofutbol
19:30 Arsenal-West Ham / Spormax
19:30 Dortmund-Leverkusen / TRT 3
20:45 PSV-Twente / Futbolsmart
21:00 Real Madrid-Gijon / NTV
21:45 Palermo-İnter / NTV Spor
22:00 Palmeiras-Ponte Preta / Spormax
22:00 Lens-Sochaux / Kanal A
23:00 Espanyol-Sevilla

21 Mart Pazar
13:00 Zenit-Sprtak Moskova / Spormax
13:30 Altay-Adanaspor / D Spor
15:30 Manchester United-Liverpool / Spormax
16:00 Milan-Napoli / NTV Spor
16:30 Hamburg-Schalke 04 / TRT 3
18:00 Blackburn-Chelsea / Spormax
18:00 Bordeaux-Lille / Kanal A
18:30 Wolfsburg-H.Berlin / TRT 3
19:00 Trabzonspor-Galatasaray / Lig TV
21:15 Benfica-Porto / (Portekiz Lig Kupası Finali)
21:45 Sampdoria-Juventus / NTV
22:00 Marseille-Lyon / Kanal A
22:00 Real Zaragoza-Barcelona / NTV Spor
22:00 Gremio-Corinthians / Spormax

22 Mart Pazartesi
20:00 Bursaspor-Denizlispor / Lig TV
20:00 Konyaspor-Rizespor / D Spor

*

19 Mart 2010

Abi Senin Araba Var Ya



Eto'o 150.000 euroluk Bentley'ini 20 yaşındaki takım arkadaşı Marko Arnautovic'e kiralamış. Kiralamasına kiralamışta olaylar ondan sonra pekte hayal ettikleri gibi gelişmemiş. Arnautovic Sheraton Hotel yakınlarında arabayı kaptırmış. Araba piyasada yok akıbeti belli değil. Eto'o ya 150.000 euro koymaz ama Arnautovic kendi lüks arabalar alacak kadar para kazanana kadar Bentley yüzü göremez.

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final Eşleşmeleri



Lyon- Bordeaux
Bayern - Manchester United
Arsenal - Barcelona
Inter - CSKA Moskova

Inter en ballı kurayı çekti sanırım. Bayern-Manchester ve Arsenal- Barcelona maçları şimdiden heyecan uyandırıyor bende asla kaçırılmaması gereken maçlar. Lyon-Bordeaux eşleşmesi Fransa'nın talihsizliği. Bayern - Manchester United eşleşmesi galibi Lyon- Bordeaux eşleşmesi galibi ile, Inter - CSKA Moskova eşleşmesi galibi ise Arsenal - Barcelona galibi ile yarı finalde oynayacak.

Benim yarı final tahminim;

Manchester United- Lyon
Inter-Barcelona

Finalde Santiago Barnabeu'da geçen senenin rövanşı olursa hiç şaşırmam. Sizlerde yorum bölümüne tahminlerinizi yapabilirsiniz.

UEFA Avrupa Ligi Çeyrek Final Eşleşmeleri



Fulham - Wolfsburg
Hamburg - Standard Liege
Valencia - Atletico Madrid
Benfica - Liverpool


Valencia-Atletico Madrid eşlemesi iki İspanyol ekibinin çeyrek finalde karşı karşıya gelmesi sebebiyle İspanya adına şanssızlık olarak yorumlanabilir. Her türlü tek temsilciye düşecekler mecburen. Aynı durumun Şampiyonlar Ligi kurasında Fransa'nın başına gelmesi ise bu seneki kura çekilişlerinin garip bir tesadüfü olsa gerek.Hamburg - Standard Liege eşleşmesi galibi Fulham - Wolfsburg eşleşmesi galibi ile, Valencia - Atletico Madrid eşleşmesi galibi ise Benfica - Liverpool galibi ile yarı finalde oynayacak.

Benim yarı final tahminim;

Hamburg-Fulham
Valencia-Liverpool

Kupada İngiltere'ye gider gibi geçiyor içimden şimdilik. Sizin tahminlerinizi de yorum bölümüne beklerim.

IV. Murat Elsaleh Fotoğraf Yarışması





IV. MURAT ELSALEH GELENEKSEL FOTOĞRAF YARIŞMASI

ultrAslan-UNI kurucularından Murat Elsaleh kardeşimizin vefatının 6.yılında onun adına düzenlediğimiz fotoğraf yarışmasının dördüncüsünü gerçekleştiriyoruz.

Çoğunuz onu “ Foto Murat” olarak tanıyorsunuz. Belki tanımıyor sadece ismini duyduğunuz, resmini gördüğünüz biri. Peki, kimdir Murat? ultrAslan-UNI’nin kurucusu olan murat, en büyük hobilerinden biri olan fotoğraf çekmeyi tribünlere taşıyan, uzun zaman ultrAslan ve ultrAslan-UNI için fotoğraflar çeken gerçek bir tribün emekçisidir. Adını yaşatmayı bir borç bilen bizlerde bu yarışma vasıtası ile bir kez daha ona olan özlemimizi dile getirmek ve onu siz yeni nesillere anlatmak istiyoruz.

Arkadaşları onun ismini her maçta açtıkları ‘ ELSALEH ’ pankartıyla yaşatmaktadırlar. Sizler de çektiğiniz fotoğrafla yarışmaya katılarak O’nun adının Galatasaraylıların gönlünde bir kez daha anılmasına vesile olacaksınız.

Haydi eller deklanşöre, O yıllarca Galatasaray için resimler çekti şimdi ise sizler Murat için fotoğraf çekeceksiniz.


Fotoğraflarda ana tema her sene olduğu gibi bu senede “ Galatasaray ve Sarı Kırmızı ” doğal olarak.

Çektiğiniz resimleri adınız, soyadınız, mail adresiniz, yaşınız ve çektiğiniz resmi anlatan bir cümle ile beraber yarisma@ultraslan.com adresine gönderiniz.

Kazanan yarışmacılara çeşitli ödüller verilecektir.


Yarışmanın katılım kuralları:

1- Her katılımcı bu yarışmaya 1 (bir) adet fotoğraf ile iştirak edebilecektir.

2- Katılımcıların resimleri e-mail yolu ile yarisma@ultraslan.com adresine göndermesi gerekmektedir.Farklı yollarla ulaştırılan ve farklı mail adreslerine gönderilen fotoğraflar dikkate alınmayacaktır.

3- Eleme iki etaptan oluşmaktadır.

i. İlk olarak tüm resimler ultrAslan yetkilileri tarafından ön elememeye tabi tutulacaktır.

ii. Finale kalan 10 fotoğraf sitemizde oylamaya sunulacaktır..

5- Oylama 29 Mart 2010 tarihinde başlayacak ve 2 Nisan 2010 gecesi 00:00'da sona erecektir.

6- Yarışma sonucu ödül töreninde açıklanacaktır.

7- Ödül töreni tarihi ve dereceye giren fotoların sahiplerine verilecek armağanlar daha sonra açıklanacaktır.


Tüm Katılımcılara başarılar dileriz.

Ayrıntılı bilgi için;


16 Mart 2010

Baba Şefkati


Stoke City'li Rory Delap sizce de kucağında çocuğu varmış gibi bakmıyor mu?..

15 Mart 2010

Futbolcu Taraftar İlişkisi



Genoa maçında kırmızı kart görerek 2 maç ceza alan Mauro Zarate Lazio-Bari maçını Roma Olimpiyat Stadı'nda Lazio'nun ultras taraftar grubu Curva Nord ile izlemiş. Yetmemiş tribünde kafaya çıkmış taraftarları çoşturmuş. İtalya'da yadırganacak bir durum değil bu futbolcunun taraftarla maç izlemesi, zaman zaman görüyoruz, duyuyoruz İtalyan tribünlerinde bu tip olayları. Özellikle çoğu takımdaki bayrak adamların tribün gruplarıyla araları iyi ve grupların başlarındaki adamlarla belli bir samimiyetleri, muhabbetleri var.




Bizde böyle sakatlık veya ceza gibi bir durum oldu mu maça gelen futbolcu genellikle numaralı tribünün ücra köşelerinden izliyor maçı. Ülkemiz şartlarında belki de en akıllıcasını yapıyor. Kale arkalarını tamamen geçtim çoğu stadda kapalı tribün veya maraton diye tabir edilen numaralı tribünün karşısındaki diğer taç çizgisi boyunca uzanan tribüne girmeye kalksa bile büyük izdihama sebep olur. Ne ilk resimdeki gibi fotoğraf çekme uğruna birazcık kargaşa ne de ikinci resimdeki gibi sette rahat maç izlemesinin hayali bile mümkün olamaz. Pestilini çıkarırlar o adamın tribünde, rahat nefes aldırmazlar. Durum böyle oluncada futbolcunla gerçekleştirebildiğin en büyük yakınlaşma; sahanın ortasında çektirdiği bir üçlü, bilemedin bir basket salonunda karşılıklı tezahürattan öte gidemiyor. Yurdum insanı sebebiyle, futbolcu sağlığı açısından uygun olan maalesef bu gözüküyor fakat şu resimleri gördükten sonrada insanın canı çekiyor ister istemez öyle bir ortamı. Hoş o ortam oluşsa Türkiye'de herhangi bir futbolcu o şekilde maç izleyebilse, ordan kurtulsa basından kurtulamaz bu seferde, bir hafta konuşurlar böyle şey mi olur ne işin var senin orada diye o da bambaşka bir konu.

Return Of The King

Ben hayatımda ilk kez bir futbolcuyu özlediğimi farkettim, Baros sonunda yeşil sahalara döndü şimdi sıra Kewell'da...

14 Mart 2010

Galatasaray:3 Ankaragücü: 0 | 'Kader'de Şampiyonluk Var!


Avantajın olduğu zaman daha rahat olursun bu hayatta, her konuda böyledir. Geçen hafta Eskişehir deplasmanında da böyle oldu Galatasaray için, rehavet vardı takımda, hem de şansının en tutmadığı rakibe karşı oynarken. Savunma hataları, hakemin acayipliği derken gitti maç.
Bu hafta stada biraz geç kaldık. Maça girdiğimiz zaman çoktan ilk gol atılmıştı bile. Galatasaray daha konsantre bir oyun oynadı. Paslar çok yerindeydi, zaten istatistik olarak da gayet üst düzey bir pas yüzdesi ile oynadılar. Takımda genel görünüm iyiydi, Ankaragücü'nün de tutuk futbol oynaması işi kolaylaştırdı.

Maçın kilit adamı Kader Keita'ydı. Üç golün hepsinde imzası vardı Fil Dişi Sahilli yıldızın. Maçın ikinci yarısında bir pozisyonda Keita'nın etrafında dört tane Ankaragücü oyuncusunun olması, zaten Keita'nın önemini bize ispatlamakta.
İkinci önemli isim ise Lucas Neill'dı. Sürekli ileriyi düşündü ve atağa güzel toplar çıkardı. Mücadelesiyle de göz doldurdu.

Galatasaray şampiyonluğu zaten alırdı diyenler var. Ama gördüğümüz kadarıyla Galatasaray şampiyonluk için bugün gerçekten asıldı oyuna, hata yapma şansları yoktu. Böyle bir lüks olmayınca da mücadele olarak iyi bir oyun oldu.

Dos Santos Kasımpaşa maçındaki performansının çok gerisinde kaldı. İlk 11'de yer bulmasına rağmen silik bir oyun oynadı.
Caner ise sezon sonu yaklaştıkça Galatasaray'a satılık opsiyonunu kullanmama konusunda koz veren bir performansa sahipti.

Bugün tribünleri 3-0 'lık galibiyetten çok Milan Baros'un geri dönüşüne sevindi. Milan Baros ise büyük destek alarak çıkmasının hakkını verdi ve golünü attı. Uzun zamandan sonra güzel bir merhaba oldu bizler için.

Galatasaray'ı önümüzdeki haftalarda çok zor maçlar bekliyor.Haftaya oynanacak Trabzon deplasmanından kayıpsız dönerse eğer, Ali Sami Yen'deki Bursaspor ve Fenerbahçe maçları şampiyonluk için kader maçları olacak. 'Kader'e güveniyoruz, bu sene herkesten çok inanıyoruz...

13 Mart 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı



13 Mart Cumartesi

09:00 Nagoya-Kawasaki / Eurosport 2 (Japon Ligi)
13:30 Boluspor-Altay / D Spor
14:45 Tottenham-Blackburn / Spormax
16:00 M'Gladbach-Wolfsburg / TRT 3
17:00 Middlesbrough-Newcastle / Futbol Smart
17:00 Chelsea-West Ham / Spormax
19:00 Gençlerbirliği-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 Hull City-Arsenal / Spormax
22:00 Lyon-Saint Etienne / Kanal A
22:00 Corinthians-Santo Andre
23:00 Sevilla-Deportivo / NTV Spor

14 Mart Pazar
13:00 Rubin Kazan-Lokomotiv Moskova / Sporx TV
13:30 Rizespor-Ç.Dardanelspor / D Spor
15:00 Bursaspor-Manisaspor / Lig TV
15:30 M.United-Fulham / Spormax
16:00 Hoffenheim-Bremen / TRT 3
17:30 Ajax-PSV / Futbol Smart
18:00 Lille-Grenoble / Kanal A
18:00 Sunderland-M.City / Spormax
18:30 Leverkusen-Hamburg / TRT 3
19:00 Aris-PAOK
19:00 Galatasaray-Ankaragücü / Lig TV
20:00 Nacional-Benfica / Futbol Smart
20:00 Barcelona-Valencia / NTV Spor
21:45 Milan-Chievo / NTV Spor
22:00 Valladolid-Real Madrid / NTV
22:00 Toulouse-Marseille / Kanal A
22:00 Santos-Palmeiras / Spormax

15 Mart Pazartesi
20:00 Samsunspor-Bucaspor / D Spor
20:00 Denizlispor-Beşiktaş / Lig TV
22:00 Liverpool-Portsmouth / Spormax
22:00 Atletico Madrid-Osasuna

*

10 Mart 2010

7 Yıl Sonra Yine Orada



David Beckham tam 7 yıl sonra Manchester Havalimanı'nda ve yarın gece Old Trafford'un çimlerinde. David Beckham'ı David Beckham yapan yerde, belki de zamanında hiç ayrılmaması gerektiği yerde...

09 Mart 2010

Zaman ve Sabır



Eskişehir mağlubiyetinin ardından herkes sözleşmişçesine yüklenmeye başladı Rijkaard'a. Oynattığı oyundan, yaptığı değişiklikten, başladığı on birden herkes bir ucundan başladı anlatmaya. Anlattıklarına göre ya Rijkaard futboldan anlamıyor, ya da kendileri dünyanın en büyük hocası olma yolundayken bir anda nasıl olduysa yorumcu veya köşe yazarı oluvermişler. Nedense seviyoruz bu işi, azıcık tökezleyeni en dibe itmeyi, bir an evvel dibe vurmasını seyretmeye bayılıyoruz. Yıllar boyunca kimler kimler bu şekilde geldi geçti, kendi derdini anlatamadan topladı bavulunu gitti. Teknik adamı olsun, futbolcusu olsun azıcık tökezleyenin sonu hep aynı oldu. Şimdi de Rijkaard'ı gözlerine kestirmiş gibiler. Pusuda bekliyorlar azıcık tökezlese de karalasak diye. Geçmiş kariyerinden dolayı beklenti yüksek herkeste bundan şüphe yok. Fakat elinde sihirli değnek yok bu adamın takımı şahlandırmak için. Herşeyden önce ihtiyacı olan iki şey; zaman ve sabır. Hiç tanımadığı bir ligde, tanımadığı rakiplere karşı mücadele ediyor ve an itibariyle 24. hafta sonunda lig lideri konumunda bulunuyor takımı. Dediğim gibi beklenti çok yüksek, tek kulvarda gelecek başarı dahi kesmeyecek bazılarını ama şu anda olmamalı bu beklenti. Belki bu sene hiçbir başarı gelmeyecek, belki seneyede gelmeyecek ama eğer bu adama sabredilir ve zaman tanınarak kafasındaki teorileri pratiğe dökme imkanı sağlanırsa başarının gelmesi kaçınılmazdır. Teknik kadro olarak yapmak istediklerinin günü kurtarmak amacıyla değil geleceğe yatırım amacıyla yapmaya çalıştıkları açıkça hissediliyor. Fakat mevcut sıkıntıları; çalıştıkları ülkenin böyle bir mantaliteye sahip olmaması ve pusuda karalamayı bekleyen onca insan. Burda iş fazlasıyla Galatasaray yönetimine düşüyor. Eğer herşeye kulaklarını tıkayarak güvenerek getirdikleri bu isimlere inanırlar ve sonuna kadar sahip çıkarlarsa, birkaç yıl içinde bu ülke topraklarında yaşanmamış başarıların gelmesi işten bile değil. Açıkçası ben buna fazlasıyla inanıyorum yeterki gerekli zaman ve sabır tanınsın. Bugüne kadar yapılmayanları yapabilmek için bugüne kadar bu ülkede yapılamamış bir yöntemi uygulamaya çabalamak ve ondan vazgeçmemekten başka yol yoktur.

Neye Ne Gerek?




"Teknik direktör olmak için, önce futbolcu olmak gerektiğini söylüyorlar... Peki, jokey olmak için de önce at mı olmak gerekiyor..."

Jose Mourinho

07 Mart 2010

Los Galacticos'un Muhteşem Dönüşü



Dün gece NTV Spor sayesinde çok keyifli bir futbol gecesi yaşadık. Almeria-Barcelona maçıyla başlayan gece Real Madrid-Sevilla mücadelesiyle zirve yaptı. Barcelona'nın Almeria deplasmanında berabere kalmasıyla birlikte Real Madrid'in lider olabilme şansını doğurması ikinci maça ayrı bir keyif kattı.

Barcelona iyi top oynamasına rağmen Almeria'nın çok güzel kontratağa çıkması sebebiyle hiç beklemediği 2 golle karşılaştı. İbrahimoviç'in kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakmasına rağmen baskılı oyunundan birşey kaybetmeyen Barcelona Almeria defansını bir türlü geçemedi ve beraberlikle yetinmek zorunda kaldı. Top bazen o çizgiyi geçmek istemiyor. Ayrıca orta hakem Clos Gomez'in Barcelona lehine verdiği akıl almaz kararlar, hakem hatalarının dünyanın her yerinde meydana geldiği gerçeğiyle bir kez daha karşılaşmamıza sebep oldu.




Barcelona'nın berabere kalmasıyla birlikte liderlik şansı elde eden Real Madrid kendi evinde Sevilla karşısında hiç beklemediği bir şekilde 2 farkla geriye düşmesine rağmen, oynadığı oyunundan ödün vermeyerek sabırla oynarak hiçbir şekilde oyun disiplininden kopmadan, doldur boşalta girmeden bulduğu 3 gol ile maçı çevirmesini bildi. 90+2'de Van Der Vaart'ın golünden sonraki sevinç görülmeye değerdi. Real Madrid gerçekten çok istekli top oynadı dün gece. İstatistiklere baktığımız zaman bu durumu gayet açık bir şekilde görebiliyoruz. Sevilla'nın gol girişimi 2 attığı gol sayısı 2, Real Madrid'in gol girişimi 24 attığı gol sayısı 3. Bu sene La Liga'da ki şampiyonluk mücadelesi fazlasıyla keyif verici olacak gibi gözüküyor.

05 Mart 2010

Hafta Sonu Futbol Ekranı



6 Mart Cumartesi
13:30 Giresunspor-Boluspor / D Spor
15:00 Diyarbakırspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 Köln-B.Münih / TRT 3
17:00 Rangers-St.Mirren / Euro Futbol
17:00 N.Forest-Swansea City / Futbol Smart
17:00 Arsenal-Burnley / Spormax
19:00 Fiorentina-Juventus / NTV Spor
19:00 Trabzonspor-Gençlerbirliği / Lig TV
19:30 Borussia Dortmund-Borussia M'Gladbach /
19:30 Wolves-Man United / Spormax
21:00 Almeria-Barcelona / NTV
21:45 Roma-Milan / NTV Spor
21:45 Nac Breda-PSV / Futbol Smart
22:00 St Etienne-Lille / Kanal A
22:00 Palmeiras-Sertaozinho / Spormax
23:00 Real Madrid-Sevilla / NTV

7 Mart Pazar
13:30 Samsunspor-Adanaspor / D Spor
13:30 S.Rotterdam-Ajax / Futbol Smart
16:30 Nurnberg-Leverkusen / TRT 3
18:00 Everton-Hull City / Spormax
18:00 Marseille-Lorient / Kanal A
18:30 Hoffenheim-Mainz / TRT 3
19:00 Fenerbahçe-Antalyaspor / Lig TV
21:45 İnter-Genoa / NTV Spor
22:00 Bordeaux-Montpellier / Kanal A
22:00 Sao Caetano-Corinthians / Spormax

8 Mart Pazartesi
20:00 Konyaspor-Karşıyaka / D Spor
20:00 Eskişehirspor-Galatasaray / Lig TV
22:00 Wigan-Liverpool / Spormax
22:00 Valencia-Santander

*

İki Resim Arasındaki Büyük Fark






Yöneticilik her insanın becerebileceği bir meziyet değil. Bambaşka bir kabiliyet. Özhan Canaydın dönemini düşünün. Fatih Terim uğruna feda edilen Lucescu, ardından Fatih Terim'in yıpratılıp yerine Hagi'nin getirilmesi. Hagi'nin sonununda Fatih Terim'le aynı olması. Şu an aklıma gelmeyen daha çok Galatasaray değerini yok etmeye çabalamışlığı vardır Özhan Canaydın'ın, zaten bizim için şu an önemli olanından bahsettik; Fatih Terim. Galatasaray'la büyük başarılara imza atan bir insana Galatasaray teknik direktörlük ceketini asıyorum bir daha da giymem dedirtecek kadar aciz bir yöneticilik örneğinin sergilenmesine şahit olduk zamanında. Her ne kadar Fatih Terim'le Galatasaray taraftarının arasını açmaya yetecek bir güç daha mevcut olmasada, o insana canlı yayında basın toplantısı düzenleterek zoraki bırakıyorum dedirtmek bile beceriksizliğin daniskasıdır. 2009 yılının Haziran'ına dönerekten başlayalım şimdi ufak ufak günümüze gelmeye. Mustafa Sarp'ın imza töreni yanında eski futbolcumuz Bülent Eken, Gökhan Zan'ın imza töreni yanında eski futbolcumuz Öner Kılıç, Abdül Kader Keita'nın imza töreni yanında eski futbolcumuz Yılmaz Gökdel, Elano'nun imza töreni yanında eski futbolcumuz Coşkun Özarı, Neill'in imza töreni yanında eski futbolcumuz Muzaffer Sipahi, Jo Alves'in imza töreni yanında eski futbolcumuz Öner Kılıç, Giovani Dos Santos'un imza töreni yanında eski futbolcumuz Reha Eken, ve son olarak Tugay Kerimoğlu'nun Galatasaray altyapı sorumlusu olmasının basın huzurundaki töreni, masada Adnan Polat ve Fatih Terim'de bulunuyor. Galatasaraylılık ve onun değerlerine sahip çıkmak, bu değerleri yüceltmek önemlidir. Ne kadar ufak bir ayrıntı gibi gözüksede imza törenlerinde eski futbolcuların bulunması onlar için büyük bir gurur kaynağı, camia tarafından hatırlanmak, unutulmamak güzel bir duygu. Özhan Canaydın Galatasaray'ın değerlerine ne kadar yanlış davrandıysa, Adnan Polat o kadar doğru davranmaktadır. Galatasaray'ın evladı Tugay'ın bu sorumluluğu devralması sırasında, Galatasaray teknik direktörlüğü sıfatında kimsenin tadamadığı güzelliklere imza atan bir ismin bulunmasından daha şık ve yerinde bir hareket yapılamazdı. Özhan Canaydın'a da bu saatten sonra köfteci açılışı yakışır artık.



Not: Aslında buraya Fatih Terim'in istifasını verdiği basın toplantısından Özhan Canaydın'la birlikte bir fotoğrafını koyacaktım, fakat arşivimde arama esnasında karşılaştığım bu fotoğraf bir anda fikrimi değiştirmeme sebep oldu.

Bu Nasıl Söz?

Bursa Emniyet Müdürü bakın ne diyor videonun 35. saniyesinden sonra, önce davranışlarına sonra yaptığı açıklamaya takıldım ben. Davranışı bir olay adamın külhanbeyi sanki o kadar kibar konuşan Bursaspor taraftarına sanki kabahat işlemiş gibi bağırıyor çağırıyor, ardından da "Validen izin alınmaz, maça giden gider" diyor. Yani biz toplanırız, karar alırız ama giden gider demek istiyor. İnsanın kendi yaptığıyla bu kadar aleni çelişmesi çok garip.

04 Mart 2010

Aslan Yuvasına Döndü



Bir rüzgardı esen ayrılıklarla bizi kahreden
Gözlerimde tüten bir aşktın sen
Yıllar yılı bitip tükenmeyen çok özledim seni ben

Haykırsam göklere
Artık yanımda beni benden çok seven
Dünyalar benim olsa yine de istemem
Yalnız sensin benim yüzümü güldüren

Yuvana Hoşgeldin Tugay...

03 Mart 2010

Türkiye:2 - Honduras: 0



Maçı canlı olarak Dolmabahçe'de izleme fırsatı buldum. Özel maç, hafta içi ve rakip Honduras olmasına karşın kayda değer bir kalabalık vardı İnönü'de. Nedeni ise bilet fiyatlarının 5 ile 20 TL arasında olması. Fakat bu kalabalık içinde bir kaç grup vardı, maç öncesi ve maç esnasında dikkatimi çeken. Buraya Beşiktaş maçına gelir gibi gelmiş ( Kafa yapısı olarak ) ve tribün işinden gram anlamayan bir grup. Bu gruba ilişkin fikirlerimi yazının sonunda belirteceğim.

Volkan, Sabri, Emre Güngör, Servet, Caner, Hamit, Emre, Aurelio, Arda, Volkan Şen, Mevlüt 11'iyle sahaya çıktı milli takım. İlk bakışta Mevlüt haricinde bir soru işareti yok kadro olarak.
Emre Güngör ismine sürpriz bakanlar ise yine yanıldı. Ankaragücü'nden Galatasaray'a geldiği günden beri ben kendisi hakkında hep olumlu şeyler düşündüm. Gerçekten oynadığı mevki bazında Türkiye'nin en iyilerinden. Sakatlıklar onun kendi performansını yakalamasını çok etkiledi bu bir gerçek. Potansiyeli olan ve uzun yıllar Galatasaray'a ve milli takıma hizmet verecek bir oyuncu öncelikle. Bu maçta da gerçekten iyi bir oyun sergiledi. Tabi savunma dörtlüsü takım arkadaşı olunca işler biraz daha kolay oldu hepsi için.
Sahaya kaptan olarak çıkan Emre Belözoğlu ligdeki formunun gerisinde kalmadı bu maçta. İki yönlü bir oyuncu olduğu için savunmada kazanılan topları hücum hattına kazandırdı. Güzel bir oyundu kendisi için. Emre gibi Arda ve Hamit de isimlerinin hakkını verdiler bu maçta. Volkan Şen ise 4-3-3 oyun sisteminin sağında bana göre en yakışan oyunculardan birisiydi. Kendisi çok yetenekli ve süratli bir futbolcu. Biraz zaman tanınırsa milli takımın değişmez oyuncularından biri olabilir.
Milli takım genel olarak topa sahipti, güzel pas yaptılar, geriye dönmekte zorlanmadılar ve kazandılar. Honduras'ın Dünya Kupası'ndan önce bir kaç Avrupa takımıyla daha oynamaya ihtiyacı var gibi görünüyor. Hızlı bir takım olmasına karşın bugünkü performansları iyi değildi. Teknik olarak da Orta Amerika takımı olduğunu söylemek çok zor. Örneğin Meksika'nın yaptığı gibi adam eksiltip, araya toplar atan bir takım değiller.

Maçın son yarım saati gerçekten çok sıkıcıydı. Top iki tarafta geldi gitti sürekli, top kayıpları arttı. Bu sıkıcılıktan olsa gerek (?) tribünler de garipleşti.
Bir milli maçta sarı-kırmızı-siyah-beyaz-lacivert-yeşil ayrımı yapılmadan orada yan yana maç seyredilir ve takıma destek olunur diye biliriz hepimiz. Ama maçta kendini bilmeyen bir topluluk vardı. Fenerbahçe, Galatasaray forması giymiş insanlara küfredip üzerindeki formaları çıkarmalarını istediler. Hatta numaralı tribünde ailecek maç izleyen insanlara bile yapıldı bu ayıp.

Tabi Kırmızı-Beyaz tezahüratında araya siyah sıkıştırmayı ihmal etmediler. Son 30 dakikada ise artık tribünler tamamen Beşiktaş tezahüratlarıyla yankılandı. Oraya milli maç için gitmedikleri belliydi.

Maçın en güzel yanı ise yeni Ay-Yıldızlı formalarımızdı. Sonunda biz de klasikleşen formamıza geri döndük. Nike harika bir tasarım yapmış ve gerçekten özel bir forma olmuş bence. Dünya Kupası'nı izlerken Ay Yıldızlılar'ı göremeyecek olmamız çok üzücü...