03 Ocak 2011

Borussia Dortmund


Bildiğiniz gibi Dortmund bu sezon ligde ilk devrenin en iyisi seçilen milli oyuncumuz Nuri Şahin önderliğinde hem Bundesliga'nın hem de Avrupa'nın büyük çıkış yapan sürpriz ekiplerinden biri. Böylesine büyük bir futbol şehri olan, her sezon ortalama yaklaşık 75.000'lik muhteşem bir taraftar desteğine sahip, geçmişinde nice önemli kupalar kazanmış olan Dortmund'un son şampiyonluğu 9 sene önceydi ve son yıllarda 5.likten yukarı çıkamamışlardı. 97'de ŞL'yi kazanan takım son yıllarda Avrupa Kupalarında neredeyse yoktu desek yeridir. Fakat 2008'de şu an Almanya'nın Tuchel'le birlikte en çok gelecek vadeden hocalarından Klopp'un takımın başına geçmesiyle yeni bir hikaye başlıyordu. İlk sezonunda takım 59 puanla 6. ve 2. sezonunda ise 57 puanla 5. oluyordu. Aslında bu önceki sezonlara göre 10-15 puanlık bir artış demekti. Her ne kadar böylesine bir farkla liderlik beklenmese de, Klopp'un kendi kurduğu ve istikrarlı bir şekilde oynattığı genç takımdan bu sene ilk 2 sezonundan çok daha iyi birşeyler bekleniyordu.


Kadroya bakacak olursak, bu sezon maçların yarısından fazlasında oynamış, yani önemli şekilde süre almış 12 oyuncunun yaş ortalaması 23. Hatta ortalamayı yükselten de 9 yıldır bu kulüpte bulunan 30 yaşındaki tecrübeli kaleci Weidenfeller. Eğer Feyenoord'dan dönen Nuri'yi de sayarsak, bu 12 oyuncunun 10'u Klopp döneminde takıma katılmış. Nuri'yle beraber 4 tanesi altyapıdan çıkmış. ( Aslında Großkreutz altyapıda 1 sene oynadıktan sonra başka bir takıma gidip geri dönmüş ama en azından oradan geçmiş diyebiliriz. ) Bu 12'liye bu sene sadece 2 kişi girmiş: Polonya'lı Piszczek ve Japon Kagawa. Kagawa orta sahada görev yapmasına rağmen attığı 10 golle Barrios'la birlikte takımın en golcüsü. Bu oyunculardan 9 tanesi geçen sezonun da en çok süre alanlarından. 2 yeni transferi çıkarırsak sadece 18'lik Götze bu sene takıma ciddi şekilde dahil olmuş. Tüm bunlara bakarak ortada ciddi bir oluşum olduğunu ve planlananların güzel bir şekilde uygulandığını söyleyebiliriz. Mainz ve Hannover ne kadar daha yarışın içinde yer alabilir bilemiyorum, eğer birileri Dortmund'u kovalayacaksa bu München ve Leverkusen olur. Önlerindeki ilk maç deplasmanda Leverkusen'le. Sanırım bu maçı da alırsalar, her ne kadar konuşmak için erken olsa bile, Leverkusen'e 13, München'a en az 12 puan fark atmış olacaklar ki buradan sonra sanırım geriye düşmeleri ihmal edilebilecek kadar küçük bir ihtimal. Çocukluğumuzun Dortmund'u inşallah bu sezon geri döner ve bizleri sevindirir. Umarım bu oluşum beklenen düzeye ulaşır ve uzun yıllar şampiyonluk için savaşan, Avrupa'da yine kupalara oynayan bir takım izleriz. ( Ayrıca bu takımı feci şekilde Trabzon'a benzetiyorum, söylemeden geçmeyeyim. )

Hiç yorum yok: