03 Aralık 2009

Galatasaray: 1 Panathinaikos : 0 | Lider !



Galatasaray kazandığı için huzurla konuşabilirim, değil 4, 14 yardımcı da versen orta hakem Ivan Bebek oldukça yönetimin rezalet olması kaçınılmaz. Soyadından mütevellit her ne şekilde bu günlere geldiğini bilmediğimiz taze hakemimiz nasıl böyle önem arz eden bir mücadeleye atanmış merak uyandırıyor insanda ister istemez. Madem hakemle başladık maça girmeden önce onunla devam edelim onla olan işimiz bitsin. Mustafa Sarp'ın sayılmayan golünde önce golü vermesi sonra iptal etmesi, Panathinaikos'un sert futboluna göz yumup Panathinaikoslu oyuncuların Galatasaraylı oyuncuların rüzgarından devrilmesine anında düdüğünü çalmasıyla yok yere sinirleri gerdi. Birde bunun üzerine ne idüğü belirsiz yorumlarıyla Emre Tilev eklenince garip bir hal aldı maç benim için.



Maçın başlamasıyla kazanılan ilk korneri Hakan Balta'nın kullanmasıyla enteresan bir geceyle karşılaşacağımı hissetmem lazımdı aslında. Hakan Balta isabetsiz paslarıyla kötü başlasada maça tecrübesiyle oynadığı mevkinin hakkını verdi. İnsanın kötü günü olur büyük ihtimalle böyle bir günündeydi Hakan. Arda Turan tutuk gözüksede saman alevi misali parlamalarıyla keyif kattı oyuna. İki kişinin arasından sıyrılıp sıfıra inmesi, 3 kişinin arasından Barış'a top bırakışı cidden öyle herkesin harcı olmayan hareketlerdi. Star'ın zıptırık oylamasında her ne kadar maçın adamı Arda seçilsede bence bu gecenin kahramanı Mustafa Sarp'tı. Sen Bursa'dan kopup Galatasaray'a geleceksin, Galatasaray transfere doymayacak patlatacakta patlatacak buna rağmen sen çıkıp aslanlar gibi 11'de oynacaksın. Hele bir de öte yandaki Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı örnekleri göz önüne alınırsa, sanırım burda Rijkaard'ın isim değil hakeden oynar mantığının güzelliği ön plana çıkıyor.



İlk yarı ön planda olmak üzere genel anlamda adam akıllı birşey oynamasa da Galatasaray, Mustafa Sarp'ın ben atıyorum siz istediğinizi sayın şeklindeki teklifine kayıtsız kalamadılar. Üç topta köşeyi gören Mustafa Sarp'ta böylece takımını öne geçirmiş oldu. Gökhan Zan üzgün bir şekilde ayrılınca sahadan omzu sargılı Bülent Korkmaz geldi bir an gözümün önüne daldım gittim o günlere. Mehmet Topal bir ara devam edemeyecek gibi de olsa Gökhan'ın sakatlanmasıyla eğer o da devam edemeseydi ne yapardık diye düşünmedim değil bir ara, hem de Emre Güngör ile Emre Aşık tribünde iken. İlk yarı bitmek üzereyken Elano beklenen patlamayı yılbaşı kutlamalarında konfeti ile yapacak sanırım. O kadar olumsuz ve kötü oynadı ki bu gece. Barış kenarda otururken sahada Elano'nun oturması haksızlık gibi duruyor. İkiside aynı anda sahadayken de durum daha açık ve net olarak gözüktü sanırım.

Şampiyonlar Ligi'nden gelen takımlar az çok şekillenmişken, grup liderliği önemli bir durumdayken ortaya konan garip ve arzusuz futbol çok şaşırttı beni. Aynı arzusuzluğun tribünlere de yansıması ise daha feciydi. Böylesine önemli olan ve kendi evinde oynadığın bir maçta koyalım ona koyalım buna diye bağırmakta neyin nesi. Senin onla bunla ne işin var Avrupa maçında. Sami Yen'i duman almış kapalısı durmaz çoşar Hagi uzaktan şimdi koyar bağıralım arkadaşlar diye zamanında makarasını bile yaptığın Avrupa maçlarına cuk oturan marşların dururken, Avrupa avrupa duy sesimizi diye çırpınışın ardından, hiçbir şey çare olmayınca 4 sene üstüste şampiyon oldun' a sarılmak kötüydü. Ama dediğim gibi bu geceye has bir gariplikti sanırım bu durumlar. 5 maç sonunda gruptan lider olarak çıkmayı garantileyen bir Galatasaray. Yüreğinize sağlık hepinizin.

Hiç yorum yok: