Aslında üstünden geçti, unutuldu bile bu transfer ama birşeyler karalamak istedim ben yine de çünkü hakettiği ilgiyi göremedi buralarda, popüler kültüre yenik düştü yine. Gündemde çok daha fazla satacak konular mevcuttu maalesef.
Son dönemlerde Barca-Real çılgınlığından dolayı çok sıradanlaşmış gibi gözükse de gerçekte İspanya gibi önemli bir futbol ülkesinin en önemli 5 kulübünden birine gitti Mehmet Topal. 2'si son 10 yıl içinde olmak üzere 6 Lig Şampiyonluğu, 7 İspanya Kupası, 1 Kupa Galipleri Kupası, 2 Süper Kupa, yine son 10 yıl içinde 1 Uefa Kupası ve 2 Ş.L. Finali gibi önemli başarıları olan bir kulübe gitti. Hem de çok doğru bir zamanda gitti bana kalırsa. ŞL'de oynayacağı, en büyük rakiplerinden Baraja'nın futbolu bıraktığı, Albelda'nın ayrılmak üzere olduğu bir sezonda... Başlarda mutlaka- kendini tam anlamıyla göstereceği zamana kadar- bocalayacağı bir süreç olacaktır. Mehmet'in uyumlu, azimli, mücadeleci kişiliğiyle bu süreci çabuk atlatacağına inanıyorum. İnşallah şansı da biraz yaver gider de 2. Tugay'ımız olur.
Galatasaray'a ilk geldiği gün hala gözümün önünde. Tam bir son dakika sürpriziydi. Hatta ayağının tozuyla Liverpool maçına çıkmıştı. Çoğunluk gelmeden önce muhtemelen adını bile hiç duymamıştı ama o geldiği günden beri doğrusuyla, yanlışıyla hep en iyisini yapmaya çalıştı. Yavaş yavaş belki ama sağlam, isabetli adımlarla; tırnaklarıyla kazıyarak geldi buralara adeta. Bu özverili tavrı ve efendiliğiyle de hemen hemen herkesin takdirini kazanmıştır. 4 sezon boyunca sarı-kırmızı formayı 125 defa gibi, 2. ligden gelen genç bir oyuncu için, önemli sayılabilecek bir sayıda terleterek veda ediyor bize. Ş.L, Uefa Kupası ve Avrupa Şampiyonasında oynama, Süper Lig Şampiyonlukları gibi tecrübelerle gidiyor.
Çok eleştirildiği zamanlar da oldu burada, göklere çıkarıldığı anlar da. Kimi zaman nice 10 numaraları kilitledi o uzun bacaklarıyla, örümcek oldu; kimi zaman fantastik şutlarıyla doksandaki örümcek ağlarını alan... İlginç bir özelliği: Bugüne kadar hangi ayağı ilk tercihi ben hala çözemedim mesela. İkisiyle de olmayacak hatalar da yaptı, enfes paslar, goller de attı. Özgüveni yerinde bir Topal her orta sahaya ilaç bir adamdır. Onu kaybettiğimiz için hem üzgünüm, hem de onun adına mutluyum. Bu kadar sevdiğimiz bir oyuncu, çok önemli yerlerde bizim gururumuz olacak inşallah. Belki de buradaki ortamda sonu çok farklı olacaktı. Bunu da düşünmeden edemiyor insan. Ayrıca kulübüne önemli sayılabilecek bir katkı da yaptı. Daha fazla da yapabilirdi belki ama çok da takılmamak lazım artık buna.
Artık bekleyip, vakti geldiğinde onu heyecan ve gururla izlemekten başka yapacağımız bir şey yok. Geri dönerse eğer bir gün, taraftarın kolları ona sonuna kadar açık olacaktır her zaman. Yolun açık olsun güzel insan, örümcek adam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder