24 Eylül 2010

Djalminha - Rivaldo'nun peşinden


Şampiyonlar liginde Galatasaray’la oynadıkları dönemde adam gibi izleme fırsatımız olmuştu. En güzel yıllarına denk düşer hemen hemen o zamanlar. Bende hep bi kolpa Rivaldo izlenimi uyandırırdı. Kolpa dediysem o Rivaldo’nun büyüklüğünden. Yoksa harbiden kaliteli topçuydu. Aslında Rivaldo’yla ortak yanları da var gerçekten. Hemen hemen aynı yaştalar ve en parlak yıllarını aynı dönemlerde yaşadılar. Rivaldo Palmeiras’taki iyi performansından sonra Deportivo’ya geçince Palmeiras onun yerini doldurmak için Djalminha’yı alır. Orada beklentileri yeterince karşılamış olacak ki Rivaldo’nun başarılı bir sezondan sonra Barcelona’ya gitmesinin ardından Deportivo’nun da ilk güvendiği isim olur. Ve film burada başlar. Hem Deportivo’nun hem Djalminha’nın altın yılları...

Deportivo’da oynadığı 6 sezonda 1 şampiyonluk, 2 ikincilik ve 1 de üçüncülük elde eder, şampiyonlar liginde defalarca oynama fırsatı bulur. Aynı zamanda bu bahsedilen şampiyonluk Deportivo’nun tek lig şampiyonluğudur. Ve kuşkusuz ki onun bunda payı büyüktür. Ayrıca 1 İspanya Kupası, 2 de İspanya Süper Kupası vardır. (ayrıca bu başarıda her zaman savunduğum teknik direktör istikrarının da payı kesinlikle yadsınamaz. 7 yıllık İrureta döneminin 2. Yılından başlayarak gelen bu başarılar bunun göstergesi.) Rivaldo’yu bir adım daha takip edememiş olsa da gayet başarılı bir La Liga kariyeri vardır kendisinin. Ayrıca Tristan’ı da yücelten adamlardan biridir. O gittikten sonra ligde gol ortalaması 20 civarından yarıya düşmüş. Milli takımda sadece 14 kez forma şansı bulabilmiş ve 97 Copa America şampiyonluğunda kadrodaymış. 2 golle de katkı yapmış kupaya.

Kıvrak hareketleri ve seri çalımlarıyla olsun, uzaktan bomba şutlarıyla, Panenka penaltılarıyla izlemesi keyif veren adamlardan biriydi. Emekli olduktan sonra salon futboluna geçiş yapmış. Bazı eski takım arkadaşlarıyla birlikte Deportivo’da oynuyor şuan ve hala döktürüyor göründüğü kadarıyla zira 3 yılda İspanya Ligi ve Kupası, Brezilya Ligi, Dünya Kupası, Dünya Kupasında MVP’lik ve Brezilya gol krallığı gibi başarılar elde etmiş. Ne diyelim; biz izlemesek de böyle adamların bir şekilde hala başarıyla futbol oynayabilmesi sevindirici. Başarılarının devamını diliyoruz.

Bu arada yaşlanan takımı salona geçirme fikri de hiç fena değilmiş aslında. Türkiye’de şuanda pek popüler değil ama gelecekte mutlaka ki daha gündemde olacaktır. Bizim UEFA kadrosu da fena iş yapmaz hani orada. Gerçi kulüple doğru düzgün ilişkisi olan kalmadı gibi ama en azından gelecekler yıllar adına alternatif bir politika olarak düşünülebilir.

Not: Başlığa tıklayarak eski günleri yad edebilirsiniz.

Düzeltme: Rivaldo ayrılmadan önce Palmeiras'ta sezonun bir kısmında beraber oynamışlar.

Hiç yorum yok: