13 Nisan 2010

Lüleburgazspor




Uzun zamandır doğru dürüst uğrayamadığım memleketime buradan selam ederim.

Lüleburgazspor'un geçmişinden kısaca bahsedecek olursak; 1967 senesinde kurulan takım zamanının çoğunu 2. ve 3. lig'de geçirmiştir. Akıllarda yer etmesini sağlayacak olay ise 79-80 sezonunda gerçekleşmiştir. Yanlış hatırlamıyorsam ligde oldukça kötü durumda olmasın rağmen kupada önce Beşiktaş'ı sonra Fenerbahçe'yi çift maçlı sistemde yenilmeden eleyerek yarı finale yükselmiş fakat Altay'a mağlup olarak kupaya veda etmiştir. Sonrasında tüm Trakya takımları gibi o da ağır bir çöküş dönemine girdi. Son olarak 6 yıllık bir amatör küme macerasından sonra 2007'de 3. lige geri döndüler. İyi de bir dönüş yaptılar. İkinci yıllarında yükselme grubunda mücadele ettiler. Bu sezon ise klasmana liderle kafa kafaya girmelerine rağmen ikinci devrede berbat bir performansla düşme tehlikesini hissetmeye başladılar.

Aslında bahsetmek istediğim konu ise biraz farklı. Saha içi performansından çok saha dışıyla ilgili. Takımın ucuza bul-pahalıya satabildiğin kadar erken sat modeliyle ilgili. Geçen sezon bir Erçağ Evirgen vardı misal. Sadece bir sezon kaldı takımda ve gol kralı olarak Karşıyaka'ya katıldı. Şuanda Süper Lig mücadelesi veriyor. Son maçlarda pek oynamasa da (sebebini bilmiyorum, sakatlığı da olabilir) ilk devrede oldukça etkili bir performansı vardı. Yine bir anda takımdan kaybolan bir Tolga Küstü vardı, takım 3. lige çıkarken büyük katkıları olan. Ulaş Yalçın ve diğerleri...

Sonra bu sezon bir sürü adam geldi. Takım fena da bir performans göstermedi. Klasmandan çıkabilecek kadar umut veriyordu en azından ama yine devre arasında olanlar oldu. Takımın yıldızlarından Talha Mayhoş Adanaspor'a, Alişan Ural Bucaspor'a verildi. Farkındaysanız yine Süper lig mücadelesi veren takımlar. Aslında gerçekten potansiyeli yüksek oyuncular bulabiliyorlar fakat belli bir planlama, oluşum çabası yok. Bunlar dışında da gelip gidenler oldu yine. Yani takımın oturmasına bir türlü fırsat verilmedi.

Tabi ki ben uzaktan takip edebildiğim kadarıyla yazıyorum bunları. Klübün içinde olanları, bu işlerin detaylarını bilmiyorum. Ama dışarıdan baktığın zaman durum böyle maalesef ve bu da futbola ihanet etmek demektir. Bu sistemle kalıcı bir başarı beklenemez. Bunun işlemesi için anca çok uzun süredir oturmuş bir kadrodan satarsın iki adam, yerine alırsın, üstünü cebine atarsın. Bunu da her sezon yapamazsın. Yine Uğur Kıllı şu anda gol kralı grupta. Sanırım o da yolcu sene sonunda. (Biraz da taraftarla yaşadığı sorunlardan dolayı olacak sanırım bu.)

Eminim ki seneye yine birkaç tane Bank Asya düzeyinde oyuncu bulacaklar ve onların da ömrü çok uzun olmayacak. Lüleburgazspor insanların hava değişimine çıktığı asansör bir takım olmamalı. En azından kendi imkanlarıyla birşeyler yapmaya çalışan taraftar bundan daha iyisini hakediyor. Görüldüğü gibi istenirse eğer, aslında bu potansiyele sahip. Umarım önümüzdeki sezondan itibaren Burgaz'ı daha iyi yerlerde görürürüz.

2 yorum:

dedi ki...

siz trakyalılar beni burada da buldunuz :)

franz dedi ki...

hoşbulduk :)