09 Nisan 2010

Renkler Ve Islıklar


Dimitro Chygrynskiy; Kral Kupası'nda Sevilla'ya karşı yaptığı kritik hatalar ve yaptırdığı penaltı ile Katalanlar'ın tepkisini toplamıştı. Takıma yeni katılan Ukraynalı defans oyuncusu mücadele boyunca sık sık tribünler tarafından ıslıklanarak protesto edildi. Bu maçın arkasına Guardiola çıktı, “O ne kadar çok ıslıklanırsa onu oynatma isteğim o kadar artacak” dedi. Doğru olanı yaptı Guardiola futbolcusuna sahip çıktı, fakat bulunduğu yer İspanya olduğu için doğru olanı yaptı.

Öncelikle belirteyim Leo Franco'nun Galatasaray kalesini korumasını zerre mantıklı bulmuyorum. Bu ayarda bir kaleci duracaksa, hiç bir ekstra katkısı olmadan vasat oyunlar çıkaracak, üstüne üstlük hatalı goller yiyecekse koyarsın kaleye genç bir ismi en azından çocuk tecrübe kazanıyor, olacak o kadar der sineye çekersin. Ama 3 sene sonra ama 5 sene sonra gerçekten kaleci diyebileceğin bir kalecin olur, önündeki 8-10 seneni kurtaracak, 1 numaraya kimi koyacağım diye düşündürtmeyecek. Fenerbahçe derbisinde yediği hatalı gol sonrasında Leo Franco tribünlerden büyük tepki gördü. Galatasaray taraftarı Petre'den beri ilk defa bir futbolcusunu ıslıklıyordu. Frank Rijkaard bir sonraki mücadelede kaleyi Aykut Erçetin'e devretti. Derbi sonrası Franco'nun ailesini görmeyi planladığını bu izne çok önceden karar verildiği masalıyla birlikte. Olmaz ya Galatasaray, Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarında puan kaybetmese, Leo Franco'da harika maçlar çıkartsa şampiyonluğa giden takım da nasıl böyle bir plan yapılabilirdi. Ya da kimsenin buna inancı yok muydu yoksa daha o günlerden?



Rijkaard doğru olanı yaptı. Franco'yu kızağa çekti yerine Aykut'u geçirdi kaleye. Yine de korudu futbolcusunu açık açık Guardiola gibi olmasa da gizli kapaklı savundu onu. Atmadı bir kalemde silmek için bekleyenlerin önüne. Açık açık destek olamazdı çünkü o da farkında burası Türkiye. Burada Guardiola'nın yaptığı tarzda bir açıklama yapmaya kalkarsan ıslıklanan isimden önce toplarsın bavulunu. Rijkaard şu ana kadar bence harika bir dengede götürüyor nabza şerbet verme işini. Yavaş yavaş Türkiye'de bu işlerin biraz daha duygusal olduğunu çözüyor ve bu duruma göre düşüncelerinden fazla taviz vermeden bir denge kurmaya çabalıyor. Bu noktada taraftara büyük iş düşüyor her fırsatta onun yapmak istediklerine inandıklarını, başarının hemen gelmeyeceğinin farkında olduklarını hissettirmeleri lazım. Eğer arkasında bu desteği hissederse çok daha rahatlayacaktır Rijkaard.

Hiç yorum yok: